Diğer

Ramazan Kumu Ellerinizden Kayıp Gitmesin

[list_group]

Dört yaşınızda, bir kumsalda olduğunuzu hayal edin. Kamp lideriniz 5 dakika içinde büyük bir kumdan kale yapmanızı istiyor. “Çabuk” diyor yanınızdaki, üç yaşındaki Emir, “buradaki kum çok yumuşak, deniz tarafından biraz kum getir!” Hemen koşup minik avuçlarınızın aldığı kadar kum alıyorsunuz. Fakat siz geri koşarken, pıt pıt pıt, kumlar parmaklarınızın arasından kayıp düşüyor; buna engel olamıyorsunuz. O telaşınız içinde hepsi kayıp gitti, o sıra süre de doldu.

İşte hayatımız, Ramazan’da geçen zamanımız da tıpkı bunun gibi.

Batı ülkelerinde Ramazan’ın gündüzleri saat 9’dan 5’e kadar iş veya okul ile, bazı geceleri ise teravihe giderek geçer. Biraz televizyona bakılır (Allah şerrinden korusun) ve bir bakmışsınız gece bitmiş. Ardından, sabah etraftakilerin rahatça yiyip içtiği işyerimize geri dönüyoruz. Sonra Ramazan şıp diye bitiveriyor. Şimdi günün sorusu şu: Allah’ın bir lüftu olan Ramazan ayından tam olarak nasıl faydalanabiliriz? Bugün bunu konu ediyoruz; Ramazan kumları parmaklarımız arasından kayıp gitmeden…

Kaç yıldır Ramazan orucu tutuyoruz? 10, 15, 40 yıl? Peki 10, 15 veya 40 kat daha iyi miyiz, yoksa her Ramazan geldiğinde tekrar başa mı dönüyoruz? Yaptığımız tüm ibadetler kendi faydamızadır. Asıl yapmadığımızda zarar görmemiz hayatın kuralıdır. Ramazan’ı hafife almayın; o İslam dinini tamamlayan direklerden biridir. Peygamber Efendimiz –sallallahu aleyhi ve sellem- ibadetlerini bu ayda yoğunlaştırırdı. Böylece, kendinden sonra onun örnekliğinde devam etmesi için ümmetine sağlam bir temel bıraktı.

İbnul Kayyim – rahimehullah – yazıyor:

“Onun –sallallahu aleyhi ve sellem– mübarek rehberliğinden. Ramazan’da ibadetlerini yoğunlaştırır ve çeşitlendirirdi. Mesela Cebrail –aleyhisselam- Ramazan gecelerinde onunla Kur’an’ı mukabele ederdi. Cebrail’in onu ziyaret ettiği dönemerde, verdiği sadakaları da artırırdı. O -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en cömertiydi ve Ramazan da en cömert olduğu zamandı. Ramazan’da vaktini sadaka, insanlara iyilik, Kur’an okuması, namaz, zikir ve itikaf ile geçirirdi.” – Zadu’l-Mead kitabından

Gözleyenler, Allah rasulü’nün – sallallahu aleyhi ve sellem- getirdiklerini bereketli bir rüzgara benzetmişlerdir. Çünkü bereketli rüzgar, herkese serinlik getiren, huzurunu kimsenin inkar etmediği bir rüzgardır. Bereketli rüzgar ayrıca, iyiliğini kimseden sakınmamaktadır. Herkese hemen yetişmektedir. İşte Rasulullah – sallallahu aleyhi ve sellem- bu şekilde tasvir edilmiş ve bizim insanlara hizmetimizin de bu şekilde olması gerekir: seri ve kapsayıcı, Allah’ın izniyle.

Aşağıda, Ramazan’ı elimizden kayıp gitmeden, en istifadeli geçirebilmemiz için 10 fikir sunuyoruz.

[list_item title=”Fikir 1: Orucunuzu katmerleyin!” url=””]

Bir borsa komisyoncusuna paranızı bankada tutup biriktirmek istediğinizi söyleseniz, size “bu iyi olmaz” derdi. “Borsaya yatırın, o zaman kâr eder, anaparanızın birkaç mislini kazanabilirsiniz.” O halde şimdi soruyorum: Ramazan orucunun iki katı kadar sevap kazanmak istemez misiniz? Peki bu nasıl olacak?

Rasulullah – sallallahu aleyhi vesellem – buyuruyor ki: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.”

Peki ne yapalım? Herhangi bir Müslüman yardım kuruluşuna gidin, iftar programları olup olmadığını sorun. Subhanallah, göreceksiniz ki bir kişiyi doyurmak sadece 10 tl gibi bir şey tutuyor. Yani 300 tl vererek Ramazan’dan ecrinizi katlayarak çıkabiliyorsunuz.

Ayrıca ihtiyaç sahibi insanları unutmamalıyız. Bazen “modern” bir şehirde kimse kimseye muhtaç değilmiş gibi geliyor; hiç de öyle değil. Fark edilmeyi bekleyen pek çok ihtiyaç sahibi aile var. Çevrenize sorun ve kendi mahallenizde yardıma koşacak bir dolu insan bulacaksınız.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 2: Gençliğe Rehberlik Operasyonu” url=””]

Genellikle Ramazan’da hatıralar, özlü konuşmalar, sohbet halkaları yapılır ki bunların hepsi teravih kılan yetişkinlere yönelik olur. Çocuklar/Gençler caminin arka kısmında konuşarak saygısızlık ediyorlar gibi görünür. Bazen birisi “Şşşş! Ya dinleyin veya dışarı çıkın (dışarı çıksanız seviniriz)!” diye onlara çıkışır. Onlar da sessizce camiden çıkar, bütün Ramazan’ı kakara kikiri ile geçirirler. Bunda iman artırıcı ne var? Unutmayın ki Allah eşlerinizi ve çocuklarınızı da korumanızı emrediyor.

Şöyle yapalım: Nasıl yetişkinler için yapıyorsak, özellikle çocuklar için de hatırlatıcı mahiyette etkinlikler yapmalıyız. Ve bunlar caminin içinde olmak zorunda değiller. Diyelim parkta vakit geçirmek hoşlarına gidiyorsa, aktiviteyi orada yaparız. Hatta basketbol sahasında, otoparkta! 5 dakikalık hatıra seansları yapın, onlarla oyunlar oynayın ve Ramazan’da tamamlamaları için bazı sağlam projeler verin. Böyle bir farkındalık oluşturmak elbette vizyon sahibi, gençlere karşı sorumluluğunun bilincinde bir lider gerektirir; dilerim ki o siz olun![/list_item]

[list_item title=”Fikir 3: Televizyonu Kapatma Ayı” url=””]

Her anne-baba, çocukları okulda başarılı olsun istediklerinde onlara “televizyon yok” derler. Dünyalık için bu böyleyse, Ramazan’da başarı göstermek isteyen biri ne yapsın?

Şunu deneyin: evinizde Ramazan’ın resmî televizyon kapatma ayı olduğunu ilan edin. Başkalarına da bu konuda örnek olun ve bunun yerine eğlenceli ve sevap kazandıran şeyler yapın. İnsanları ziyaret edin, Ramazan’da bakım/doyurma projesi üstlenin, ilminizi artırın, vs. Televizyonu kapatıp hayatı açın![/list_item]

[list_item title=”Fikir 4: Dua zamanı” url=””]

Ramazan, orucu tamamlayacak dua yapma vaktidir. Rasulullah –sallallahu alayhi vesellem– buyuruyor ki,

“Üç kişi vardır duaları reddedilmez (mutlaka kabul edilir): Adil imam (devlet başkanı), iftarını yaptığı zaman oruçlu, zulme uğrayanın duası.” [Tirmizi]

Şunu bir deneyin: hayattaki tüm hedeflerinizin bir listesini yapın. Kişisel hedefleriniz, manevi hedefleriniz, ekonomik hedefleriniz, yatırım hedefleriniz vb. şeklinde bölümler oluşturun. Ramazan boyu her gün listeyi çıkarıp Allah’a bu hedeflerinizi gerçekleştirmenizde size başarı vermesi için dua edin. İnşaAllah Ramazan süresince ve sonrasında da çalışarak umduklarınıza nail olacaksınız.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 5: Anne-Baba Kıymeti Bilme Ayı” url=””]

Genelde hepimizi sahura annemiz kaldırır. En azından benim için öyle. Onun alarmı olmasa, erken kalkıp yemek hazırlaması, anaç bir sevgiyle herkesi uyandırması olmasa… iftarlarımız sahurumuz olurdu. Ailenizden uzakta yaşıyorsanız neden bahsettiğimi iyi anlarsınız!

Ramazan’a affedilmeden ulaşmış kişilerle ilgili hadisi hatırlar mısınız? Hadisin sonunda onların anne- babasının yaşlılık zamanına eriştiğini ama bunun onları cennete girdirecek bir vesile olmadığı belirtilir! Öyleyse bu ayda yüksek sesle, açık ve net olarak neden “Teşekkürler anne! Teşekkürler baba!” diye haykırmayalım? Bu ayda onları ekstra arayıp sormalarla, ekstra kucaklamalarla, ekstra sevgiyle saralım.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 6: Cami Vakti” url=””]

Ramazan süresince neden camide daha fazla zaman geçirmeyesiniz? Bu, sabah veya ikindi namazı sonrası olabilir. Arkanıza yaslanın, elinize bir Kur’an alın ve Allah’ı hatırlayın. Mescitte geçireceğiniz zaman arttıkça, inşaAllah sevginiz ve kalpten bağlılığınız da artacaktır.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 7: Kötü Alışkanlık Sonlandırıcısı” url=””]

Pek çok kişi bunu zaten yapıyor. Sigara problemi veya televizyon bağımlılığı olanlar, Ramazan yaklaşırken “bu ay içmeyerek sigarayı tamamen bırakmayı deneyeceğim” veya “Ramazan’da televizyondan uzak duracağım” derler.

Sizin sigara sorununuz yok, öyle mi? Herkesin kötü bir alışkanlığı veya uzaklaşmak istediği tekrar eden bir günahı vardır. Ramazan boyunca bu günahtan uzak kalarak Ramazan’ı bunun için bir talim ayı yapın. Sonrasında, bu günahtan Ramazan’dan sonra da sizi koruması için Allah’a dua etmeye devam edin.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 8: Hediye Kutusu” url=””]

Dört yaşında minik bir Müslüman tarafından verilince, küçük bir koku şişesinin ne kadar kıymetli olduğunu hiç fark ettiniz mi? Hediye almayı kim sevmez? Bunu bir adım öteye götürelim. En yakın İslamî kitapçıya gidip, tanesi 10 tl civarı olan faydalı bir yayından topluca alın ve camiye gelen herkese dağıtın. İnşaAllah gösterdiğiniz az bir gayretin karşılığı olarak pek çok insan Ramazan boyunca hediyenizden faydalanacaktır.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 9: Ramazan Müslümanları, Müslüman olun!” url=””]

Ramazanın ilk günü mahalle camisindeki insan sayısının normalin birkaç katı olduğu doğrudur. Bu sayının sonraki günler önemli oranda azalması da bir o kadar üzücü. İşte bu fikir, Ramazan Müslümanlığına Hayır Operasyonu. Tam zamanlı Müslümanlar istiyoruz!

İbn Abbas –radıyallahu anh- mescitte itikafta iken bir adam geldi ve ondan yardım istedi. İbn Abbas bunun üzerine yerinden kalkınca yanındakiler, “ama sen itikaftasın” dediler. O ise, “bir kardeşimin ihtiyacını gidermeye çalışmak, bana Rasulullah’ın –sallallahu aleyhi vesellem- mescidinde iki ay itikafta bulunmaktan daha sevimlidir” diye cevap verdi.

Şunu deneyin: Özellikle Ramazan Müslümanlarına ulaşan bir ‘merhamet timi’ kurun. Onlara ekstra özel ilgi gösterip mescide daha fazla devam edebilecekleri sorumluluk rolleri verin. Onları, ilgi odağının onlar olduğu özel iftarlara davet edin. Hususi ilgi ve sorumluluk ile, Allah’ın izniyle, her ay onlara Ramazan olacak, mescitler yıl boyu dolacaktır.[/list_item]

[list_item title=”Fikir 10: Ev Sohbetleri” url=””]

Müslüman aileler genellikle ibadetlerini mescide saklıyorlar. Halbuki neden ev içinde Müslüman aile zamanı geçirmeyelim? Bu şöyle bir şey olacak: Teravih veya ikindi namazından sonra aile 15 dakikalığına bir araya gelir. Bu toplantıda yapabileceğiniz bir sürü şey var, ama aslolan ona has zaman ayırmanız. Mesela ailenin her üyesi Kur’an’dan birkaç ayet okuyabilir veya çocuklar sahabelerle ilgili bir hikaye okur, böylece herkese bir hatırlatma olur. Yahut da, herkes Allah’ın kendisine bahşettiği, şükür sebebi olan nimetler hakkında konuşabilir. Ev halkasındaki bu 15 dakika tüm aile için imanın baharı olacaktır Allah’ın izniyle.

Mazi, Ramazan gecelerini namaz kılarak ayakta geçiren, Allah’ın rızasını kazanmak için susuz gezen Müslümanlara şahit oldu. Onlar bu dönemin bir daha geri gelmeyebileceğini biliyorlardı. Allah’ın “eyyâmen ma’dûdât”-“sayılı günler” dediğini de duymuşlardı. Öyleyse Ramazan kumunu elinizden kaçırmayın. Bu kutlu ayın öylece gelip geçmesine izin vermeyin. Bu son Ramazanınız olabileceğine göre, yapabildiğiniz kadar çok ibadet yapmaya çalışın.

Vesselamu aleykum ve rahmetullah[/list_item]

[/list_group]