Uzun Ramazan Oruçlarının Umulmadık 9 Faydası
Çok küçükken müezzinlerin akşam ezanını okumasını ve iftarı bekleyişimi hatırlıyorum. Açlığın ve susuzluğun son dakikalarında, kuzeydeki ülkelerde yaşayan Müslümanları ve 18 saat boyunca nasıl oruç tutabildiklerini düşünürdüm. “Hah! Müslüman olmayan bir ülkede yaşamalarının bedeli de bu.” Kendi kendime gafilce düşünür ve karnımı da aklımı da tıka basa doldururdum.
Çok olmasa da yıllar sonra Allah’ın takdiri ile kendimi gayrimüslim bir ülkede buluverdim ve işte o zamandan beri, bazen daha az yargılayıcı olmam gerektiğini öğrendim. Bu uzun “oruç (fastathon)”lar sadece ızdırap ve acı demek değil. Sizlerle paylaşmak istediğim umulmadık bazı faydaları da var;
[list_group]
[list_item title=”1. Aileyle yapılan iftar” url=””]İftarın saat 5 ya da 6 gibi gerilere çekildiği zamanlarda herkesin evde olması bir hayli zor. Çoğu zaman orucumuzu ya ofiste ya da trafikte geçen haftadan çantamızda sıkışıp kalmış bir şeylerle açarken sıkıntılı bir halde buluyoruz kendimizi. Mmmmm. Nefis 🙂 Daha geç saatlere denk gelen iftarlar ise tüm aile üyelerinin evde olmasının daha muhtemel olduğu ve herkesin hem sohbetin hem de yemeğin tadını çıkarırken sofranın etrafına dizildiği zamanlar demek.[/list_item]
[list_item title=”2. Tüm gece ayakta kalabilmek daha kolay” url=””]
Ramazan gecelerinin özel geceler olduğunu hepimiz biliyoruz, özellikle de son on gecesi. Dahası, gecelerin 10 saatten neredeyse 4 saate düşmüş olduğu bu zamanlarda tüm gecemizi ibadetle ve sevaplarla geçirmek çok daha kolay. Tüm gece uyanık kalmak, kendimizi ibadete boğduğumuz birkaç geceye nazaran birçoğumuz için gerçekleştirmesi daha mümkün bir olay.[/list_item]
[list_item title=”3. Alışkanlıklardan uzak kalmak” url=””]
İster Call of Duty ister gazlı içecek isterse Twitter –ya da eski moda sigara- bağımlısı olalım, bu alışkanlıkların kökünü kurutmak için Ramazan’dan daha iyi bir zaman var mı? Yalnız buradaki problem, bazen iftardan sonra kendimizi yine zevk-ü safa içinde buluyor olmamız. 19-20 saat oruç tutup kalan vakti de yeme, içme ve ibadete ayırarak bağımlılığınızla buluşmak için geriye çok az bir zaman bırakmış ve alışkanlığınıza son noktayı koymak için mükemmel bir fırsat yakalamış oluyorsunuz.[/list_item]
[list_item title=”4. İftar eğlencelerini azaltmak” url=””]
Birçok toplumda Ramazan, her gece başka bir yerde havadan sudan sohbet-muhabbetle geçen ve değerli saatlerimizin gereksiz zevklere harcanıp gittiği iftar eğlencelerinde “sosyalleşme”ye dönüşme tehlikesinde. Akşam namazını geç saatlerde kılmak, size bu önemsiz şeylere para, zaman ve nefes harcamanız için zaman kazandırmaz.[/list_item]
[list_item title=”5. Yemek yapmak için daha az zaman” url=””]
Birçok erkek bu noktayı anlayamayabilir, ama belirtmemiz gerekir ki Müslüman bir kadın vaktinin önemli bir kısmı iftar hazırlamaya harcıyor. Sıradan bir Ramazan süresince, birçok hanım kardeşimiz, ibadet zamanlarının çoğunda kendilerinden beklendikleri yemekleri hazırlamak için bir koşuşturma içerisindeler. Bu uzun Ramazan günleri onların sofra kurmaya çalışmaları ve ruhlarını doyurmaları arasında kalmadıkları anlamına geliyor.[/list_item]
[list_item title=”6. Yediklerimiz hakkında etraflıca düşünmek” url=””]
Yiyip içmek için böylesine kısıtlı zamanımız olduğunda ne yiyeceğimize karar vermek konusunda da seçici olmamız tabii ki doğal bir şey. Zaten etrafta ne tür yiyeceklerden kaçınılması ve neyden ne kadar yenilmesi gerektiğine dair onlarca bilgilendirici makale ve video var. Yediklerimizin kalitesine ve besin değerine dikkat etmek bile iyi bir şey.[/list_item]
[list_item title=”7. Düşkünlerle empati kurmak” url=””]
Ramazanın faydalarından biri de bizi sahip olduklarımız hakkında düşünmeye ve daha aza sahip olanlar için empati kurmaya sevk etmesidir. Tabi ki 10-12 saatlik oruç süresince aç kalıyoruz ancak insanı asıl kıvrandıran 18 saatlik bir orucun son dakikaları. 30 gün boyunca bunu bir deneyin. Dünyada yokluk çeken milyonlarca kişinin halini anlamış olacaksınız ki bu da bizleri daha cömert ve şükreden kullardan yapacak inşallah.[/list_item]
[list_item title=”8. Ek mükafatlar” url=””]
Sahabelerden bazıları oruç tutmak için çekilen zorluklara karşılık verilen ek mükâfatlardan faydalanmak istediklerinden özellikle yılın en uzun ve en sıcak günlerini arardı. Ayşe validemiz (radıyallahu anha) ve Ebu Musa el-Eşari’den rivayet edildiğine göre “Eğer oruçlarımızı halis bir niyetle tutarsak, bu ekstra uzun oruçlar mahşer günü tam da en ihtiyaç duyduğumuz anda sevap hanemizde bize artı kazandıracaktır.“[/list_item]
[list_item title=”9. Canlılığın işareti” url=””]
Lafı dolandırmadan söyleyelim… Ümmet şu an hiç de iyi bir durumda değil. Detaylara inmeye gerek görmüyorum. Haberlere bir göz atın şöyle, herhangi bir gazete alıp okuyun ya da radyoyu bir dinleyin. Dalga ardına dalgadan sonra batıp kaldığımız bu gibi zamanlarda Müslümanların gayrimüslim bir ülkede Ramazan için heyecanlanması ve bir ay boyunca 18 saatlik oruca bağlı kalması da bir şey sayılır.
Belki ümmette hala canlılık vardır. Belki hala bir umut vardır. Belki de bu, bize verilen en büyük nimettir.[/list_item]
[/list_group]